Turizm ve seyahat endüstrisini buluşturan en kapsayıcı etkinliklerden biri olan Uzakrota, 250 farklı büyüklükteki şirketi, 15 binden fazla sektör profesyonelini buluşturdu. Otelcilik, havacılık, kruvaziyer, transfer ve araç kiralama gibi seyahatin birçok alanını kapsayıcı 60 oturum düzenlendi. BookingAgora’nın düzenlediği havayolları ve otelcilik alanlarında etkin liderleri buluşturan
oturumlarda 2 önemli konu masaya yatırıldı. Havayolları liderleri dijitalleşmeyi, otel yöneticileri ise sürdürülebilirliği konuştu.
Sürdürülebilirlik, sadece su ve enerji tüketimini değil, aynı zamanda lojistik ve tedarik zincirini de kapsıyor. Örneğin, Antalya’dan gelen narenciyenin daha uzak mesafeden gelmesi nedeniyle karbon salınımı daha fazla olurken, daha yakın bir kaynaktan temin edilen ürünlerin çevresel etkisi daha düşük. Akkor Zinciri, tek kullanımlık plastikleri tamamen ortadan kaldırdı ve bu dönüşümün maliyetlerini kabul ederek sürdürülebilirlik için önemli adımlar attı. Ayrıca, uluslararası işbirliklerinde karbon ayak izi sertifikaları talep ediliyor ve bu doğrultuda çalışmalarını sürdürüyorlar.
Otelcilik sektöründe, önümüzdeki 5-10 yıl içinde sürdürülebilirlik konusunda büyük gelişmeler bekleniyor. Misafirlerin seyahatlerini planlarken karbon ayak izlerini ölçmeleri, gelecekte önemli bir norm haline gelecek. Dijital platformlar, seyahat boyunca en az karbon salınımı yaratacak uçuş, otel ve rota seçimlerini önererek daha çevre dostu seyahatler için rehberlik edecek.
Le Meridien, 2030’a kadar sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda yenilenebilir enerji kullanımını artırmayı taahhüt etti. Şu an enerjilerinin %30’u yenilenebilir kaynaklardan sağlanıyor ve bu oranı %50’ye çıkarmayı planlıyorlar. İstanbul’da da global kuralların ötesinde adımlar atılıyor. Sürdürülebilirlik, maliyetli olsa da bu masraflar karşılanmalı ve misafirlere sürdürülebilirlik çabaları açıkça gösterilmeli.
Yağmur suyu kullanımı, akıllı tartı ve atık takip sistemleri gibi yenilikçi çözümlerle su ve gıda israfı önleniyor. Ayrıca, atık yağlardan sabun üretiliyor ve eskiyen çarşaflardan bez çantalar yapılacak şekilde döngüsel bir ekonomi yaratılıyor. Ancak, Booking.com’a göre misafirlerin %53’ü tesisin sürdürülebilirliğinden memnun değil, bu nedenle binaların yapısal olarak da sürdürülebilir hale getirilmesi gerekiyor.
Sürdürülebilirlik, 1972’de BM’de dile getirilen ve son 10 yılda zincir otellerde ciddi şekilde uygulamaya konulan bir kavramdır. Enerji yatırımlarıyla toplam enerjilerinin %15’ini kendileri üretiyorlar. Yağmur ve atık suları sisteme dahil ediyor, kendi bahçelerinden sürdürülebilir ürünler satıyorlar. Şarap şişelerinden tabaklar yapıyorlar. Turizme dijital entegrasyon ve yapay zeka kullanımı artarken, sürdürülebilir istihdam ve personel eğitimi de önemli bir yer tutuyor. Çalışanlarına sürdürülebilirlik eğitimi veriliyor ve geçtiğimiz yıl Forbes’a başvurdukları duyuruldu.
Divan Otel, sürdürülebilirlik anlayışını tüm çalışanlarına entegre etmeye önem veriyor. Divan Akademi aracılığıyla sürdürülebilirlik eğitimi veriyor ve personeline belirli sorumluluklar atayarak süreci kültür haline getiriyor. Gelecekte, kişiye özel deneyim taleplerinin ve ekoturizmin artacağına inanılıyor. Booking.com verilerine göre, misafirlerin %70’i çevre dostu otelleri tercih ediyor, bu nedenle sürdürülebilirlik uygulamaları büyük önem taşıyor.
Divan, 6 otelinde karbon ayak izini hesaplayarak bağımsız kuruluşlarla doğrulatıyor ve karbon nötr konaklama süreçleri başlattı. 2024’te etkinlikler için de karbon nötr çözümler sunmayı planlıyor. Yerel tedarikçilerle çalışarak yerel ekonomiye katkı sağlıyor ve çevresel yönetim uygulamalarında uluslararası standartlara uygunluk gösteriyor. Divan İstanbul Oteli, Green Key belgesine sahip.