Son dönemde havacılık sektöründe dikkat çeken bir değişim yaşanıyor. Özellikle düşük maliyetli havayollarının (low cost carrier) yaptığı kampanyalar, bilet alma alışkanlıklarımızı köklü bir şekilde etkiliyor. Bu değişim, yalnızca yurtiçi değil, yurtdışı seyahat planlarımızı da şekillendiriyor. Öyle ki artık seyahat etmek istediğimiz tarihi değil, havayollarının düzenlediği kampanyaları önceliklendiren bir dönemden geçiyoruz.
Havacılık sektöründeki bu değişimi anlamak için biraz geriye gitmekte fayda var. Eskiden uçak bileti almak, daha çok özel günler ya da zorunlu seyahatler için planlanırdı. Ancak artık durum tamamen farklı. Günümüzde insanlar, düşük maliyetli havayollarının kampanyalarını takip ediyor ve bu kampanyalara göre seyahat tarihlerini belirliyor. Örneğin, Pegasus Havayolları’nın kısa süre önce yaptığı kampanya, seyahat severlerin büyük ilgisini çekti. Benzer şekilde, bayrak taşıyıcı havayollarımız da zaman zaman bu rekabete dahil oluyor ve yurtiçi için cazip fiyatlar sunuyor.
Bu kampanyaların etkisi öyle büyük ki, seyahat etmek isteyen çiftler, aileler veya bireyler, “Hadi bir kampanya gelsin, ona göre karar veririz” düşüncesiyle hareket ediyor. Bir anlamda seyahat alışkanlıklarımız kampanya odaklı bir hal almış durumda. Önceleri doğrudan bir destinasyona gitmek için bilet arayan yolcular, şimdi kampanyalarla yeni rotalar keşfetmeyi ve seyahatlerini bu fırsatlara göre düzenlemeyi tercih ediyor.
Vize Sorunu: Yurt Dışına Seyahatte En Büyük Engel
Ancak burada önemli bir noktaya dikkat çekmek gerekiyor: Türk vatandaşlarının yurtdışı seyahatlerinde yaşadığı vize problemi. Düşük maliyetli havayollarının kampanyaları ne kadar cazip olursa olsun, Schengen ülkelerine seyahat etmek isteyenler vize sürecinde büyük engellerle karşılaşıyor. Randevu almak başlı başına bir sorunken, vize şartlarını sağlamak da her geçen gün zorlaşıyor. Bu durum, vatandaşlarımızı vizesiz seyahat edilebilecek rotalara yönlendiriyor.
Vizesiz destinasyonlar, düşük maliyetli havayollarının kampanyalarıyla daha da cazip hale geliyor. Özellikle Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Doğu gibi bölgeler, hem kültürel çeşitlilikleri hem de uygun fiyatlı uçuş imkânlarıyla Türk turistlerin gözdesi haline gelmiş durumda. Düşük maliyetli havayollarının bu rotalara yönelik kampanyaları, hem ekonomik hem de pratik bir seçenek sunuyor.
Sonuç
Bilet alma alışkanlıklarımızda yaşanan bu değişim, havayolları için yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Kampanyalar, yalnızca yolcuların tercihlerini değil, havayolu şirketlerinin de stratejilerini şekillendiriyor. Bu kampanyaların havayollarına sağladığı bir diğer önemli avantaj, bir sonraki dönemin uçuşlarını şimdiden garanti altına almak.
Havayolları, kampanyalar aracılığıyla belirli dönemlerin biletlerini önceden satarak doluluk oranlarını artırıyor ve minimum yolcu sayılarını önceden planlayabiliyor. Bu durum, özellikle düşük maliyetli havayollarının finansal sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor. Örneğin, yaz sezonunda seyahat etmeyi planlayan bir yolcu, kış döneminde yapılan bir kampanyadan biletini alarak hem kendisi uygun fiyat avantajından yararlanıyor hem de havayolu şirketine erken gelir sağlıyor. Böylece havayolu şirketi, hangi dönemde kaç yolcu taşıyacağını büyük ölçüde öngörebiliyor.
Sonuç olarak, düşük maliyetli havayollarının artan kampanyaları hem yolcular hem de şirketler için kazan-kazan durumu yaratıyor. Bu yeni dönem, uçmanın herkes için daha ulaşılabilir hale geldiği bir geleceğe işaret ediyor. Öyle görünüyor ki, bilet alma alışkanlıklarımız artık kampanyaların ritmine göre şekillenmeye devam edecek.
Cihan Akgün
15 Kasım 2024