Bu yılın Ocak ayında Alaska Havayolları’na ait bir uçağın havada infilak etmesi olayı ilgili makamlar tarafından ayrıntılı bir şekilde incelendi ve analiz edildi. Ancak uçağı uçuran ve acil durumla ilgilenen pilotlardan biri geçtiğimiz günlerde ilk kez konuştu. Kendisiyle yapılan bir röportajda, kapı tapasının yerinden çıktığı ilk anda yaşanan kaosu ve sonrasında yaşananları ayrıntılarıyla anlattı.
Patlama ve hava boşluğu
Ocak ayında Alaska Havayollarının Portland, Oregon’dan Ontario, Kaliforniya’ya giden 1282 sefer sayılı uçuşu, Boeing 737 MAX 9 uçağından bir kapı tapasının ayrılması sonrasında havada infilak etmesiyle dünya çapında manşetlere çıkmıştı. O zamandan bu yana, diğer çeşitli gelişmelerin yanı sıra, olay sonrası bir analiz ve uçak üreticisi Boeing’in daha fazla incelenmesi söz konusu olmuştur.
Ancak uçağın pilotlarından biri o gün yaşananlar hakkında ilk kez konuştu. CBS News’e verdiği röportajda ikinci kaptan Emily Wiprud olayların akışını ve mürettebatın durumla nasıl başa çıktığını anlattı. Dedi ki,
“İlk belirti kulaklarımda bir patlamaydı ve ardından bir vınlama sesi geldi… Vücudum öne doğru itildi ve büyük bir patlama oldu. … Uçuş güvertesinin kapısı açıktı. Kabinden sarkan tüpler gördüm.”
Pilotların inene kadar uçakta bir delik olduğunu bilmediklerini, ancak bazı şeylerin feci şekilde yanlış gittiğini hissettiğini de sözlerine ekledi. Wiprud olayı son derece gürültülü olarak tanımlıyor ve oksijen maskesini takıp hava trafik kontrolüne ulaşmaya çalıştığını ama hiçbir şey duyamadığını hatırlıyor. Bunun nedeni, patlama sırasında kulaklığının düşmüş olmasıydı.
Tabii ki her iki pilot da uçağı güvenli bir şekilde yere indirmek için hemen harekete geçti. Uçaktaki 171 yolcu için endişeleniyorlardı ve Wiprud uçuş güvertesinin kapısını açtığında yolcuların sessiz ve sakin bir şekilde kendisine baktığını gördü.
Cep telefonları da dahil olmak üzere uçağın içindeki bazı eşyalar dışarı çekilmişti, ancak mürettebat yolcuların da zarar görüp görmediğinden endişe ediyordu. Wiprud, bir gencin annesinin en büyük korku içinde onu aradığını görünce biraz afallamıştı. Pilot şöyle dedi,
“Arkasına baktı ve oğlu gitmişti. Ben de bir anne olarak bu duyguyu hayal bile edemiyorum.”
Hem Wiprud’a hem de uçağın kaptan pilotuna, uçağın kontrolünü ele almaları ve güvenli bir şekilde indirmeleri nedeniyle Hava Hattı Pilotları Derneği Üstün Havacılık Ödülü veriliyor. İkinci kaptan da şunları söyledi,
“Kaptanım bir kahramandır. Uçuş görevlileri de öyle, o gün bize destek olmak için orada bulunan tüm personel de öyle. Ve bu kutlanmalı. Herkes hayatta kaldı.”
Gerçekten de böyle bir durum dakikalar içinde ciddi bir hal alabilirdi. O zamandan bu yana Boeing’in daha fazla mercek altına alınması da dahil olmak üzere yapılanlar sayesinde, umarım gelecekte böyle bir şey yaşanmaz.
